Ailecek öksürüyoruz bir kaç gündür. O yüzden dün Dr.a gittik, çok önemli birşey olmasada enfeksiyon kapmışız:( Bu arada Ada tartıldı ve boyu ölçüldü, 78cm - 10,350gr.

Annnnnn-nnnne.! :))))))))))))))))))))))))))))))))

Ada "annnnn-nnnnee " demeye başladı:) Sabah benim sesimi odasından duyunca, bir yerde sıkıştıysa yada zorda kaldıysa "annnn-nnnne" diyor artık:) çok hoşuma gidiyor çok:)))"Ece" demeye de devam ediyor ama biryandan, "cici" yi de yerinde kullanmaya başladı artık. Ağzında birşeyler daha geveliyor ama şimdilik bir anlam veremiyorum onlara henüz.

Yürüme çalışmaları son hız devam ediyor, ben ortalığı toplarken o da çekmeceleri dolapları karıştırıyor. Bugün ben bizim yatak odasını toplamaya çalışırken Ada da babasının çekmecesindekileri teker teker çıkarıp boşalttı:) sonrada bir güzel kapattı çekmeceyi :))

Birkaç gündür hava çok kötü, hep yağmur yağıyor. Alışveriş merkezine de gitmediğimiz için evden pek çıkamadık. Halbuki dışarıda yapılacak çok işimiz var bu aralar, hepsi kaldı tabi. Bizde evde kendimize eğlenecek şeyler buluyoruz...Minik prenses artık kendi yemek istiyor herşeyi. Taneli yiyeceklerde çok başarılı ama sebze yemekleri ve yoğurtta ortalık da üstü başıda batıyor.
Bu arada "üstü başı" ne demekmiş şimdi anladım ben ... yerlerin ve üstünün battığı yetmiyor, o tabağın içinde gördüğünüz ellerini başına da sürüyor :(
Ada dün gece galiba mide fesatı geçirdi ..öğlen pek güzel yememişti resimdeki görüldüğü üzere oraya buraya bulaştırdı daha çok. Ama biraz kek ve sütünü içti üstüne akşam da muhallebisinin hepsini yedi bende biraz daha yaptım onunda çoğunu yedi. Biz yemek yerken artık onu da sofraya oturtuyoruz ve yiyebileceği birşeyler yiyorsak onunda önüne koyuyoruz. Yok değilse ekmek içi veriyorum çok severek yiyor. Yine ekmek içi verdim onlarıda yedi. Yıkandık paklandık yatıcaz sütünü vereyim de uyusun dedim. Hiç itiraz etmeden sütü deiçmeye başlamıştı ki, bir yandan sütü içmeye çalışırken bir kustu ki anlatamam. Çok ama çok kustu ...midesindeki herşeyi çıkardı resmen:( Ada kusan bir çocuk değil, aylardır kusmamıştı. Pek telaşlanmadım o yüzden çok yediği için kustuğu belliydi zaten ama ginede tedirgin oldum. Tabi mis gibi yıkanmış çocuk kusmuk içinde kaldı, uykusu iyice kaçmasın diye tekrar yıkayamadık da, üstünü değiştik, sildik giydirdik. Artık uyutmak için pışpışlıcakken bizimki gene süt istemesin mi.!!! E verdik tabi çekine çekine de olsa, çünki minik prenses uyumadı içmeden sütünü. Bu gün akşama yıkanmayı bekleyen ekşi kokulu bir prenses var evin içinde :)))

Ada bugünlerde çok hareketlendi, hiç yerinde durmuyor. Her an gözüm üzerinde, zaten ben bıraksam o benim peşimi bırakmıyor. Masaların, tezgahın üzerini merak ediyor. Bir kolumda kucakta Ada diğer boş elimle ne yapabilirsem o artık..
Dün ilk defa kanepeye tırmanmaya çalıştı, kendi kendine çıkamıyor ama uyanık bir keresinde babası yanındayken onun bacağına basıp çıktı.
Sabah uykusunu geciktirdi bu aralar, kahvaltısını yaptıktan sonra biraz dolanıp oynuyor ve mayvasını yedikten sonra uyuyor artık. Ama bu uyku eski uykusundan daha uzun oluyor. Kalkınca öğle yemeğini yiyor ve dışarı çıkıyoruz. Üçten sonra yine uyuyor. Günler rutin bir şekilde devam ediyor.!

5.Dişi göründü :)) alttan bize göres sol. Ama kısa zamanda daha göreceklerimiz var galiba. Sürekli eli ağzında, iştahsız ve huysuz bugünlerde.!

Anneannemiz yeni şapkalar yapmış Ada'nın yeni kırmızı paltosuna takım :))) Beyaz koca ponponlu da gayet şık ama yeşille pek bir havalı oluyor minik prenses..

Haftasonları alışverişmerkezine gitmeyi hiç sevmesek de, cumartesi hem orada kurulan standımızı görmek hem de Adaya palto bakmak için paladium a gittik. Sabah erkenci olduğumuz için kalabalık değildi, rahat rahat Adaya palto baktık ve kırmızı bir tane seçtik:) çok yakıştı bebişime:)) Pazar Sütişte Gülhan abla ile menemenli kahvaltı ve üstüne bizim rutin, organik pazar yaptık. Artık gittiğimiz yerlerde Ada ile çok fazla zorlanmıyoruz, etrafıyla oyalanabiliyor. Garsonlarla ve diğer müşterilerle ilişki kurabiliyor, bu aralar hiç çekingenliği yok. Etrafına gülümseyerek bakıyor, bu da benim çok hoşuma gidiyor tabi.!

Müzik duyduğu zaman eliyle tempo tutmaya ve keyfi daha da yerindeyse tempolu zıplamaya başladı. İki günüdür de elini çevirmeyi öğrendi, sürekli yapıyor:)) çok şeker. Kendisini oyuna iyice kaptırdığı zaman tutunmadan orta yerde ayağa kalkma denemeleri yapıyor. Tutunarak yürümesi için olan tekerlekli oyuncaklardan alsak mı diye çok düşündük Tolgayla ama hızlı giderse yüzükoyun düşecek diye alamıyoruz. Bu oyuncakların stoperi yok çünki. Bilmiyorum belki de alsak daha çabuk yürürdü.?

Huysuzluğu cuma gecesi de devam edince cumartesi dr.kontrolüne gittik, ateşi olmasa da burnu akıyordu. Bir burun damlası ve öksürük şurubu ile döndük. İlk defa bu sabah güzel kahvaltı yaptı, burnu hala tıkalı gibi ama keyfi yerine gelmeye başladı.

Dün Yasemin ve Uras geldiler, bana çok büyümüş gibi gelse de Urasın yanında yerden bitme mantar gibi kaldı Ada:)) Güzel bir öğleden sonra geçirdik birlikte.

Evvelki gün yine İkea daydık, tabi yine Ada için:) Bu sefer minik prensese yorgan ve nevresim takımı aldık. Birde sivri köşeler için aparatlar ve dolap kapaklarını açan afacanları korumak için kilit aldık.

Ada çok hareketlendi artık, hiç yerinde durmuyor. Oturmuş oyuncaklarıyla oynarken bile oturduğu yerde zıplıyor. Oyuncaklardan sıkıldığı an en büyük merakı pirizler, kablolar, salondaki büfenin kapakları (ve yavaş yavaş içine de ilgi duymaya başlıyor) ve dergilerin durduğu sehpa. Kendi dergilerimi kenara çekip ona da birkaç dergi ve kitap verdim, artık kendi dergileriyle oynuyor:))) Umarım bu kitap ve dergi merakı devam eder ve okumayı sever ileride...

Dün de sabah uykusundan sonra teyzeme gittik. Teyzemle çok iyi anlaşıyorlar, ve hatta teyzemle konuşuyor resmen. O ne derse tekrar etmeye çalışıyor, tekrar edemezse de kahkahayla gülüyor her yaptığı harekete:))) çok net şekilde "vay vay vay" diyor, ama sadece teyzeme, ben söyleyince bişeyler söylüyor ama net değil.

Dün gece hiç huzurlu uyumadı, çok mıkırdandı habire uykusu bölündü. Ateşi falan yok ama, ne derdi var bilemiyorum. Belki dişlerdendir, zaten ne zaman huysuzluk yapsa dişlerdendir deyip geçiyoruz bu ara:)))

10,5 aylık.!

Bugün Dr. kontrolümüz vardı, Ada'nın boyu 77cm - kilosu 9,815gr. Yemek menümüze aynen devam ediyoruz. Artık gece sütlerinden vazgeçmemiz gerekiyor, dr'umuz bunu geçen ay da söylemişti. Artık uygulamak lazım, Adayı sıkıntıya sokmadan yavaş yavaş alıştırarak, sütü birkaç gün azaltarak başlamayı düşünüyorum.
Bugünlerde en büyük problemimiz alt ve üst değiştirmek. Kesinlikle sırt üstü yatmak istemiyor bizim minik prenses. Dönüyor-bağrıyor-ağlıyor, ama havalarda onu öyle çıplak yerlere salacak gibi değil, çok soğuk. Boğuşup duduyoruz yani günde bir çok defa... Dr.Murat Bey bu kontrolde "artık anlamsız itirazlar başlar.." dediğinde aklıma ilk bu geldi.! bakalım daha neler göreceğiz:))
Fotoğraf Sevil teyzelerin kanepesinden, montaj sabahı baba-kız uyuyakalmış.

10 Aylık.!

Günler çok hızlı geçiyor ve minik prenses çok hızlı büyüyor. Bu aralar biraz işe güce daldık, önce çizimler sonra onay ve üretim, derken izmir-çeşmede standın kurumunu yaptık. Tabi Ada ile birlikte. Yola çok korkarak çıktım , acaba adayı götürmekle hata mı yapıyoruz, çocuk yollarda ve oralarda sefil olur mu diye. Ama hiç korktuğum gibi olmadı, Sevil Teyzelerde kaldık, çok iyi anlaştık. Ada ya ve bize çok iyi baktı Sevil Teyze ve Mehmet Enişte. Ada Mehmet enişteyle kovalamaca oynamayı öğrendi , şimdi en sevdiği oyun bu. Kendisi emekleyerek kaçarken, birinin onu yine emekleyerek kovalamasına bayılıyor.
İzmirin içine ilk gidişim, çok sevdim, çok güzel bir şehir. Beş gün kadar kaldık, sonra ben Adayla birlikte uçakla döndüm. Tolga standı toplayıp arkadan geldi. Hem arabada yer yoktu, hem de işin saat kaçta biteceği belli değildi.
Bu arada Ada çok hızlı gelişiyor. Çok iyi iletişim kuruyor. Müzik sesine tempo tutuyor. Süte "ebbüe" diyor. Evet ilk anlaşılır şekilde isim taktığı şey süt oldu:))
Susadığı zamanda mutfaktaki su bidonunun yanına gidip eliyle vuruyor, ya da ağzını şaplatıyor:)))

9,5 aylık.!

Bu gece yazarım yarın gece yazarım diye ertelemekten bayağı bir ara vermişim farkında olmadan. Dr.umuz burada olmadığı için bu ayki kontrolümüze de biraz geç gittik. Minik prensesimiz 9,480kg 76cm olmuş. Üst dişleri yarısına kadar göründü. Saçları resimlerde de görüldüğü üzere çoğalmaya başladı ve uzadı. Genel durumumuz gayet iyi, birde göz Dr. umuza görüneceğiz bu ay.

Yemek menümüze baklagiller katıldı, bundan sonra yemeklere nohut - mercimek - fasulye katacağız. Yayla çorbası ve mercimek çorbası, gibi besin değeri yüksek çorbalar da menümüzde artık. Sabah kahvaltısındaki karışıma bir ceviz ya da birkaç fındık yada taze badem havanda dövülüp eklenecek.

En çok sevdiği şey yoğurt bu aralar, meyvasınıda hergün çok düzenli yiyor. Sabah kahvaltılarında hergün yumurta sarısını peynirle karıştırıp veriyorum severek yiyor ama peynir aşkına:) yumurtayı sade yemiyor pek, ama beyaz peynire bayılıyor..

Emekleme prof.u oldu artık bizim minik prenses, babasıyla emekleyerek kovalamaç oynuyorlar. Her yere tutunup kalkıyor. Dolap kapaklarını açmaya başladı ama içindekilerle pek ilgilenmiyor daha. Kapak nasıl açılıp kapanıyor ona bakıyor:) Top uynuyoruz karşılıklı, topu bize pek denk getiremese de atıyor ve bekliyor bizim ona atmamızı. Küplerle oynuyoruz, birbirinin içine saklanan küpleri buluyor, iç içe küpleri işaret parmağıyla çıkarıyor:) İşaret parmağı bugünlerde hep hazır, her şeye o parmağını sokuşturuyor.

Bu aralar giyinmekte ve soyunmakta çok sıkıntı çekiyoruz, ve tabi alt değiştirmede. Kesinlikle yerinde durmuyor, e havalarda soğudu.! Eskiden yattığı yerde oyuncakla falan oyalanırdı şimdi o da yok. Artık sabahları bizi yatağında ayakta karşılıyor bebişim. Ayak ucuna gelip yatağın en koridora yakın tarafından bize sesleniyor. altını değiştirip bizim yatağa alıyoruz, sabah cilveleşmelerimizi yapıyoruz. Sabahları çok neşeli çok şeker oluyor minik bebeişimiz:)

Ada iki gündür olduğu yerde, yani poposunun üzerinde zıplamayı öğrendi. Nerde olursa olsun sürekli poposunda yay varmış gibi zıplıyor:))) hali çok komik videosunu yakalayabilirsem çekeceğim.
Bir de üst dişlerinin ikiside bayağıdır şişmişti uzun zamandır bekliyorduk, bize göre sağ ona göre sol dişinin ucu sonunda beyaz beyaz göründü. Ama bayağı huysuzlandı bu arada minik prensesimiz...

8,5 aylık

8. ay kontrolümüze ay başında gitmiştik ama buraya notları yazamamıştım.. Ada aybaşında 9,100gr ve 75cm idi. Dr.'u bu ay için gelişiminin çok iyi olduğunu söyledi. Ada şimdiden bir yaş kıyafetleri giyiyor.

Yemek menümüze haftada 2 gün balık ve köfte eklendi. Köfte denememiz çok başarısız oldu çok taneli geldi bebişime, biz de kıymalı fasulye denedik onu gayet güzel yedi. Daha önce kıyma da hiç vermemiştim, bir kaç kere daha kıyma verip köfteyi daha sonra tekrar deneyeceğim. Dün tencerede domatesli mezgit pişirdim ona, çok iştahla olduğunu söyleyemeyeceğim ama onu da yedi. Artık daha az yağlı ve tuzsuz pişirdiğim sebze yemeklerinden yiyebilecek, bu durumda benim işim biraz azalacak :))

Emekleme işini tamamen çözdü, çok hızlandı ve tutunup kalkmaya başladı artık. Urasın hediyesi ayaklı bir oyuncağı var onu çok seviyor, ona tutunup kalkıyor ve bir süre ayakta durup oynayabiliyor. Evin içinde sürekli benim peşimde dolaşmaya başladı, mutfaktaysam mutfakta bir şeyler veriyorum yerde oynuyor, ben de ufak tefek işlerimi halledebiliyorum. Yatak odasında bizim gardarobun aynasıyla daha uzun oyalanıyor ben de odayı topluyorum fırsattan istifade. En çok sevdiği oyuncağı halaa "sad sam ve kız arkadaşı" onları görünce yüzü aydınlanıyor.Bu aralar renklerden maviyi ve kırmızıyı seviyor.

Gece uykuları da gayet düzenli, acıkmazsa hiç uyanmıyor artık. Sabah 6 ya doğru uyanırsa yatağında veriyorum sütünü ve uyanıkda olsa gidip yatıyorum, 8,30 a kadar yatıyor. Uyuyormu bilemiyorum ama heralde uyuyordur, çünki oyuncak falan vermiyorum.fotoğraflar ilk ayakkabısını aldığımız günden , şaşırmış bu ayağım daki ne diye bayağı bir incelemişti.

Hergün aklımda olsada ne kıbrısdayken ne de döndükten sonra fırsat bulabildim blog için. Biraz gecikmeli de olsa yolculuk ve tatil notlarımız...
Gidiş ve dönüş biletlerimizi Pegasusun koltuk araları çok dar olduğu için THY den aldım, ki iyiki böyle yapmışım THY de bile zor sığdık. Giderken Ada ile yanlızdık ana kucağı ile kabine girebileceğimi düşündüğüm için Ada'yı tam uçağa geçerken uyuttum. Yavrum uykuyu koyultmuş mışıl mışıl uyurken, demesinlermi ana kucağını kabine alamıyoruz.! Daha sonra anladım ki almamaları daha iyi olmuş zaten kucağımda anakucağıyla oturamazdım (sığmazdı), ve yanımdaki, diğer iki koltuk da doluydu. Ama ilk başta sinir yapmadım değil tabi, uyumuş çocuğu aldım kucağa uyandı tabi, cin oldu:) inene kadar yanımdaki iki bayan sağ olsun çok ilgilendiler. Biraz mırın kırın etse de hiç huysuzluk yapmadı Ada tam inişe geçerkende daha fazla dayanamayıp uyuya kaldı. Beklediğimden daha rahat bir yolculuk oldu. İnişten sonra da kimlik kontrolünde bavul beklerken falan uyanmadı gayet rahat hallettim hepsini.
Dönüşte Tolgayla birlikte daha rahat oldu, Ada bu sefer de uyudu ve anakucağını almamıza izin verdiler. Aramızdaki koltuk boş olduğu için Adayı oraya yerleştirdik, hem o rahat etti hem ben. İnmemize yakın uyandı, sütünü verdim. Gayet keyifli, sadece ana kucağından çıkamadığı için biraz mırkırdanarak bitirdik yolculuğu. İnişte ve kalkışta yine hiç rahatsız olmamış göründü, inşallah bundan sonra da böyle devam eder.
Bunun dışında çok keyifli geçti kıbrıs, ben uzun zamandır gidemediğim için özlemişim. Ada da her an kucak ve bol ilgi den gayet memnun, her gün denize girerek geçirdi günlerini. Ama oradayken gece uyku düzeni biraz bozuldu, sessizlikte ezan sesi çok duyulduğu için mi bilmem, bizim burada hiç duyulmuyor, her sabah 5,30 civarı uyandı. En az 1-2 saat uyanık durmadan da kesinlikle uyumadı. Tabi bu hem beni hem de annemleri yordu biraz, ama dönüşümlü şekilde bunu da hallettik. Herkez bizi görmeye geldi, biz de bol bol ziyaretler yaptık. Günler çok çabuk geçti ...

Uzun zamandır günlüğü ihmal etmişim nerdeyse ayı kapatmışız.. Bu arada neler oldu neler...
Minik prensesin alttan iki dişi tamamen çıktı, diğerleride kısa zaman sonra görünecek gibi sürekli kaşımaya başladı gene. Özellikle benim parmaklarımı ısırarak üst damaklarını kaşıyor. Saçları bayağı çoğaldı. Dil çalışmaları da son hızla devam ediyor, "ba-ba-ba" "da-da-da" de-de-de" sürekli tekrar ettiği hecelerdi bunlara," ece- ege" arası birşey ve "ada" eklendi. İsmini gayet iyi öğrendi ve seslenildiğinde dönüp bakıyor, ama bazen biraz ısrarcı olmak gerekiyor:) Sabah kahvaltısını severek yemeye başladı, yoğurda da alıştı. Ama öğlen menüsü başta çok güzel yediği halde 3-4 gündür yememekte ısracı. Bende ısrar etmemeye çalışıyorum, bakalım ne zaman rayına oturacak.
Kızımla ilk doğum günümü de kutladık, minik prensesim yemek boyunca bize eşlik etti sonra uyuya kaldı pasta çay faslında yine aramıza katıldı:) çok güzel bir gündü.
Bu arada Ada ve ben toparlanıp kıbrısa geldik, haftaya da Tolga geliyor onu görünce napacak şimdiden çok merak ediyorum. İlk defa ayrı kaldılar, acaba Ada bunun ne kadar farkında.!
Yolculuk ve kıbrıs detaylarını birdahaki sefere yazacağım...

Haftasonu güzel başlamıştı ama tatsız bitirdik. Ada yatmadan önce yerde babasıyla oynarken, daha doğrusu emekleme çalışırken yüzünü yere vurdu. Alt dişler dudağına batmış bayağı. Kanamadı ama şişti bebişimin dudağı. Buz koymaya çalıştım ama koydurmadı, soğuk damaklığı verdik huysuzluk yaptı onuda almadı. Yıkandı yattı bakalım sabaha geçecek mi.!!!
Yatakta hızlı hızlı emeklemeye çalışıyor ve düşüyor kalkıyor, e tabi bu çalışmanın aynısını yerde yapmaya kalkınca örtüler battaniyeler fayda etmiyor...Bize oda kadar yatak lazım.!
Sabah fenerbahçe parkında kahvaltı yaptık,, orayı çok seviyoruz, Ada temiz hava almış oluyor ve rahat uyuyor. bizde bir ağaç gölgesi bulup altında sandvichlerimizi yiyip çayımızı içiyoruz ve tabi hasret kaldığımız gazetelerimizi okuyoruz. Evde pek mümkün olmuyor artık, en azından benim için. Çünki biz kahvaltı yaparken Ada da mama iskemlesiyle bizimle birlikte oturuyor. Genelde o da kahvaltısını bizimle birlikte yapıyor.Tolga gazetesini okurken bende okursam çocuk napacak??? Bizde Adayla birlikte sohbet edip kahvaltımızı tamamlıyoruz, geçen gün çeyrek haşlanmış yumurta sarısı verdim yedi. Arada sade tuzsuz peynir de veriyorum onuda yiyor gayet güzel.süte batırılmış pideyi pek sevmedi ama...

Ada kahvaltı menüsünü pek sevmedi gibi görünüyor. Formül süt ile hazırlanan kaşık mamasının içine biraz tuzu alınmış peynir - pekmez - tereyağ koyup karıştırıyoruz ve onu minik prensese yedirmeye çalışıyoruz. Dün iki kaşığı zor yedi, bugün biraz daha fazla, bakalım alışabilecekmi.!!! Yoğurt da ekşi geldi galiba, ilk yapışımda oldu gibi görünüyor ama biraz daha koyu olsa daha iyi olacak saki.
Dünden beri harbi emekliyor diyebiliriz:) ellerini dizlerini yavaş ve emin hareketlerle gayet güzel yapıyor. Hızlanması yakındır:))) Odadan çıktığım an yaygarayı basıyor ve ben ne tarafa gittiysem antenleri o tarafa çeviriyor, biraz hızlansa takibe başlayacak bebeğim.
Günler onun menülerini hazırlamak, oynamak, ev toplamak ve onu gezdirmekle geçiyor.Ve bu arada Ada yatana kadar hiç dur durak olmuyor, o uyuduğunda benim yapacak sürüyle işim oluyor, yattıktan sonrada yemek yap - ye- kaldır faslı ve biberonları yıka steril et ertesi güne hazırlıklar derken ayağımı uzatıp oturmam 22.00 geçiyor hergün. Sabahda 6 -6,30 da ayaktayız.!

7 aylık.!

Bugün 7. ay dr kontrolümüze gittik. 72cm 8.560gr olmuş. Bir de aşı oldu yine, bu 1 yaşına kadar ki son aşımızmış. En azından bir süreliğine aşılardan kurtulmuş olduk. Ek gıda menümüze sabah kahvaltısı ve öğleden sonra anne yapımı yoğurt eklendi. Bakalım bizim prenses bunları sevecekmi.?
Havalar çok sıcak geçiyor, bir ara göğsü isilik olmuştu, artık evdeysek akşam yıkanmamızın haricinde gündüz de kısa bir duş alıyoruz. Yasemincim senin notlarından gördüm ben de balkona ufak bir şişme havuz alıp Ada'ya yeni bir aktivite yaptırmayı planlıyorum. Hala çok dengeli oturamıyor ama bir haftaya kalmaz bu problemi halleder, sulu oyunlarımıza başlayabiliriz.

Ada bugün ilk defa kendi kendine emekleme pozisyonundan oturma pozisyonuna geçti, geçmiş :( ben göremedim, içerden bi geldim oturuyooo. Bakalım bir daha ne zaman yapacak.!

Ağustos oldu bile, günler koşturmacayla nasıl geçiyor anlamıyorum. Ada bu hafta 7 aylık oluyor, dr. kontrolümüzde bu hafta. Gelişiminin sadece bunlara bağlı olmadığını bildiğim halde, boyunu kilosunu nedense her ay merakla bekliyorum. Ve artık bir de menümüze yeni eklenecekleri merak ediyorum. Daha önce ayrıntılı yazma fırsatım olmamıştı sonra unutmamak için yazayım bari; ilk menümüz bir hafta patates-havuç-pirinç haşlamasını tel süzgeçten geçirip bu püreye 1 tatlı kaşığı zeytinyağ ekleyip adaya yedirmeye çalışmaktı. Bir hafta sonra bu çeşitlere hergün farklı yada kokteyl şeklinde sebzeler ekledik, ben kabak - fasulye - biber - enginar ekledim. Hepsinide gayet güzel yedi. Bir hafta sonra pirinç yerine bulgur koymaya ve 50gr kadar sebzelerle haşlanmış ve rondoodan geçirilmiş et ve iki kaşık suyundan ilave ettik. Ada bu etli püre karışımınıda yadırgamadan yedi, hatta etli halini daha çok sevdi diye bilirim. Ama bu hafta üst dişler çok rahatsız ettiği için heralde pek ağzını açmak istemiyor:(
Üst dişler demişken fotoğrafını çekemedim ama alt dişlerin ikisi de çıktı, gülünce çok şeker oluyor minik prenses:)
Artık rahat rahat kendi kendine oturabiliyor, oyuncaklarıyla oturduğu yerde oynuyor. Uzağa kaçan bir oyuncak varsa hemen devrilip ona ulaşabiliyor. Ama geri oturma pozisyonu alamıyor kendi kendine. Salonda orta sehpayı ve tüylü halımızı kaldırdık. Adanın kilimini yaydık üzerinde istediği gibi emekleme çalışmaları yapıyor, ve artık kilimin dışına parkeye çıkıyor. Bu sabah masada ben kahvaltı hazırlarken bana kadar emekledi ve patpat bacağıma vurdu ben geldim dedi resmen:))) bende aldım hemen tebrik ettim :) hehe çok seviniyor yaptığı birşeye aferim deyip tezahurat yapınca...Artık kucağımda oturup benimlede gayet güzel vakit geçiriyor, kucağımda süt içerken elini yüzüme uzatıp yanağımı okşuyor:) bayılıyorum bu halimize..
Akşam 8-8.30 gibi yatıyor, sabah 7 ye d0ğru kalkıyor. Ama bu arada 01.00 gibi onu fazla uyandırmadan bir süt daha veriyorum. çünki çok uzun uyuduğu için sabahı çıkaramıyor ve sabah 5 gibi uyanıyor. Hava aydınlandığı için tekrar uyutmakta çok zorlanıyorum. Yani ben uyandırmasam da bir öğün daha yemesi gerekiyor şimdilik sabaha kadar ama bu öğünü de en kısa zamanda kaldırmak istiyorum ki deliksiz uyku yapabilsin..Sabah bir kısa uyku ardından uzun uyku yapıyor. Püre öğünümüzü yedikten sonra biraz oyalanıp dışarı çıkıyoruz. Dışarda artık sürekli uyumuyor, bir yerde durursak hemen arabadan kalkmak istiyor. Kilosu uygunsa bu ay anakucağından normal oturma pozisyonlu arabaya geçeceğiz gibi görünüyor. Böylece Ada da etrafını daha iyi görebilecek.
Ada uyandı şimdilik bu kadar:)

Bu video hemen elmadan sonra aslında ama biraz geç yükleyebildim. Şeftaliyi ilk günden beri çok sevdi. Muz ve kayısıyı da güzel yiyor ama armuta yüzünü buruşturyor:)) Elmayı tekrar deneyeceğim, bu ara pek vakti olmadığı için başka meyvalarla idare ediyoruz..

Geçen hafta anneanne ve dede burdaydı, bende fırsattan istifade ilk defa Ada'yı bırakıp birkaç gün işe gittim. Bloga pek zaman ayıramadım ama Ada çok hızlı gelişiyor bu ara. Emekleme pozisyonu alıyor alamıyor derken nerdeyse emekliyor artık. Sebze püresi yiyor ve yabancılara artık şirin şirin gülümsemiyor. Yabancılama başladı..

6 aylık.!

Minik prenses 6 aylık oldu:)) 69cm 8200gr :))
Henüz kendi kendine oturamasa da destekle çok rahat oturuyor. Ellerine çok hakim, ayaklarına da. Bu aralar heyecanlanınca sağ elini kalçasına doğru vuruyor (tekrar tekrar) ve ayaklarını tepiştiriyor. Sırt üstü hiç durmuyor artık, hep dönüyor ve yüzüstü bakınıyor etrafa. Artık ellerinin üzerine kalkabiliyor ama orjinal emekleme henüz yok :-)P bi kaç kere geri geri gitti, başını yere yaslayıp ayaklarının üzerine kalkıyor popo havada ittiyor kendini ama kafa yerde olduğu için çok az gidebiliyor:) Her hali çok komik çok şeker.
Dün yatağını alt seviyeye indirdik. Biraz erken ama bizim aldığımız yatak biraz kalın (yüksek) geldi bu karyolaya, ayaklarını üstten atabiliyor, bir kaza çıkmasın dedik. Tolga geçen akşam yüzü koyun uyurken bulmuş, dün akşamda yan yatıyordu resmen. Flaş patlatıp uyandırmamak için çekemedim resmini...
Gribi de atlatamadık daha, Tolga-Ada-Ece sırasıyla bulaştı üçümüze de. Tolga ilaç kullanabildiği için rahatladı ama Ada ve ben henüz rahat nefes alamıyoruz. Hep burnumuz akıyor, akşamları uykusu bölünüyor.
Artık gündüzleri daha az uyuyor, etrafı çok merak ediyor. Öğlen uykuları biraz uzadı, genelde evde oluyoruz öğle uykusunda bu aralar. Havanın çok sıcak ve güneşli olduğu günler geç çıkıyoruz evden, yürüyüşü fazla uzatmadan genelde remzi'ye gidip oturuyoruz ben çayımı o sütünü içiyor, sonra etrafı seyrediyor. Elleri amele yanığı oldu resmen bebişimin:) kollar bacaklar süt beyaz, yüzüne güneş gelince çok sinirleniyor, uyurken bile yüzünü buruşturuyor. Şemsiye takıyoruz güneşten korunmak için.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar...

İlk elma.!

"Bu ekşi pütürlü şey de ne yaaa? niye ağzıma tıkalayıp duruyosun?"

"eeeeeeh yeter.!Benden bu kadar"
Minik prenses bu ay ek gıdalara başlıyor. Yukarıdaki fotolar ve kayıtlar ilk gün ilk elma tadımı:) çok şekerdi, çok ekşitti yüzünü tükürdü, püskürttü ama ağlamadı. Sonunda "eeeeeeeeeh" dedi yine:) çok ısrar etmiyorum, yavaş yavaş alışsın acelemiz yok nasıl olsa. Bakalım çeyrek elmanın hepsini ne zaman bitirecek..

Uzun zamandır Adaya ayakkabı bakıyordum. İlk denememizi kar tulumunu çıkardığımızda ayakları üşümesin diye aldığım botla yaptık. En küçüğünü almıştım ama yinede ayak boyu büyüktü uyuduğu için deneyememiştim ama büyük ya olur diye düşünmüştüm. eve geldik denedik girmiyor bizim tombul ayaklının ayağı bota, iade etmiştim onları. Sonrada çocuğun ayağını ne diye şimdiden dar ayakkabıya sokayım patik çorap idare ederiz diye geldik bu günlere...Geçenlerde yine ayakkabı gazına gelmiş olacağım ben ki, mothercare e uğramışken çok şirin pembe sandaletler vardı. Benim minik prenses de uyanıktı bu sefer denedik:) ayımıza uygun olan 6-9 aylık sandaletler faraş gibi, 3-6 aylıklar da öyle, 0-3 aylıklarda da yine aynı problem var, boyu tam ama tombul ayak girmiyor :))) alamadık gene ayakkabısız kaldık..
Ananesi bir ara balerin çoraplardan bahsetmişti o geldi aklıma, aradık bulduk, gerçekten çok şirinmiş, tombul ayaklara çok yakıştı. Hem rahat hem yumuşak, hem de bir ayakkabı yerine 6 farklı renkte her kıyafetine uygun. Basmaya başlayana kadar, heralde sonbaharı bulur o da, havalarda soğurken alırız artık ilk ayakkabımızı, şimdilik öyle görünüyor:)

Ada bugünlerde dönencesine yeni işlevler kazandırdı. Artık dönenceyi izlemekten çok yakalayıp dişlerini kaşımak için kullanıyor:) Bir de oyuncaklara bakıp gülümsemeye başladı, sanırım onlarla iletişim krmaya çalışıyor. Şimdilik en çok sevdiği "sad sam" ve onun kız arkadaşı "samentha" :) Sam in çok acaip bir etkisi var, yatmadan önce son mamamızı bu aralar hep onun eşliğinde yiyoruz.

Haftasonu yine çok kısa geldi bana, güzel ve çabuk geçti...Cumartesi Adanın mamasını aradık gene yarım gün sürdü trafikte oradan oraya bakmak. Bizim kullandığımız mama heryerde satılmıyor ve çok az geliyor. 4 paket bulabildik, kontrol gününe de daha çok var.. Bu ay ek gıdalara başlıcaz heralde, Ada artık yediklerimize merakla bakıyor. yeni tatlara tepkisini çok merak ediyorum, bakalım neleri sevecek bebeğim :)

Minik prensesim bu hafta sırtüstünden yüzükoyun dönmeyi gayet başarıyla öğrendi. Şimdi her koyduğumuz yerde fırt dönüyor. İlk başlarda kolunu pek kurtaramıyordu ama şimdi sıkışık biryerde değilse kolunu da kurtarabiliyor:)) Kolları kuvvetlenmiş olacak ki hafiften ellerinin üzerine kalkabiliyor.
Veee ilk heceler geldi "da-da-da-daaa" diye heceliyor bebeğim. Çok şeker kaydedebilirsem sesli kaydetmeye çalışacağım..

Haftaiçi yaz sıcakları başladı diyorduk ki, dün ve bugün yine yağmurlu ve serin geçti. Gerçi biz memnunuz İstanbulda sıcaklar hiç çekilmiyor, ne kadar geç o kadar iyi. Ada da kolsuz tulumlara geçmişken bugün yine hırka giydi bir ara..Ananesinin aldığı anakucağının keyfini yeni yeni sürmeye başladı, her oturttuğumda büyük bir ciddiyetle kuşağı inceliyor. Sanırım yakında çözecek.! (bakınız ilk foto)

Minik prensesim artık 5 aylık ve emekleme çalışmalarına başladı bile:) resimde görüldüğü gibi başını yere yaslayıp poposunu kaldırabiliyor :-)P hatta azda olsa kendini öne doğru ittirebiliyor. Tabi bu işi ellerinin üzerinde yapması lazım ama kolları o kadar kuvvetlenmedi henüz bebeğimin.
Haftasonu Adapazarındaydık, ilk defa ev dışında bir yerde geceyi geçirdik. Ada hiç problem çıkarmadı, çok keyifliydi. Tolgayla bana da çok iyi geldi çok uzun zamandır şehir dışına çıkmamıştık. Şehirdışına çıkınca herşey geride kalıyor sanki, uzaklaşıyor başka bi dünyaya gidiyorum ..daha sık çıkmaklazım.!
Yengemler de çok sevindi bizi görünce, Ada Haticeyle çok iyi anlaştı. Bol bol sohbet ettik, kiraz erik topladık. Esas emek veren sebzeleri meyveleri yetiştirenlerin haklarının nasıl gasp edildiğini diğeryandan biz şehirdekilere nasıl kazık atıldığını bir kez daha görmüş olduk. İstanbulda 10-12 liraya satılan kirazları 3,5 liradan alıyorlar köylüden. Masrafı eden - çalışan - didinen köylü en az kazanıyor bu düzende ama kimsenin düzeni değiştirmeye niyeti yok....

Haftasonu hava bayağı kötüydü, ama biz o kadarda kötü olabileceğini evdeyken anlamamış olmalıyız ki beykoz korusuna gittik cumartesi. Neyseki biz oradayken arada çiselese de yağmur yağmadı, korunun içinde patikalarda yürüyüş yaptık. Ada temiz orman havası almış oldu. Egzossuz temiz hava alabildiği zaman seviniyorum, şu haline bakın büyük şehir insanlarının.!
Pazar da caddebostan sahile gittik, ama markete de uğrayacağımız için bu sefer evden yürümedik. İyikide öyle yapmışız, 18 marta kadar yürüdük İnanılmazlarla buluştuk. Çimlerin üzerinde oturmak iyi geldi. Kapalı yere gidemediğimizi için bu aralar hep yürüyüşle geçiyor günler.

Bugün bir ilki daha başardı bizim minik prenses.. Dışarı çıkmak için onu giydirdim babasının yanına salona getirdim kanepeye koydum. Ben içerdeyken Tolga gelip adayı nasıl koymuştun kanepeye demez mi..bi gittik ki yanına bir eli altta kalmış, yüzükoyun bize sırıtıyor:))) hali çok şekerdi. İkimizde nasıl döndüğünü tam olarak göremedik maalesef, ama kızımız artık dönebiliyorrrrr...