22.03.2013


Bugünlerde minik prenses minik bir cadıya dönüştü :) Ne dersem hayır diyor, ne yaparsam yapayım tutturacak birşeyi buluyor... bu durumun yaşının yani gelişiminin bir parçası olduğunu biliyorum, ama yine de katlanması çok zor.!
Dün uykudan sonra teyzem geldi ve caddeye yürüyüşe çıktık. Önce barış büfede birşeyler yedirmeye çalıştım 3 lokmadan fazla birşey yediremedim. neyse azılarımızda yolda ondandır belki deyip üstelemedim. Söylenip duruyordu, yağmur atıştırdığı halde biraz deşarj olur diye "seni göztepe parkına götürelim" dedim çok sevindi. Taa oraya kadar yürüdük, birde baktık ki parkı hala bitirmemişler..! Parkın genel hali bitmiş ama çocuk parkını bitirmemişler..! yani parka sadece çocuk ve yaşlıların gittiğii düşünürsek, bahar da gelmiş ..öncelikli olması gereken kıytırık çocuk kaydıraklarını neden yerleştiremedikleri belli değil. 
Tabi minik prenses için bu çok büyük bir hayal kırıklığı oldu:( ve işte o an cadıya dönüştü:)))) Kendini yerlere atmalar mı istersiniz, başını alıp gitmeler mi.."tutma beni" diye bağırmalar. Yerden kaldırıp pusete binmeye ikna edemediğim için benim başka parka gitme tekliflerim işe yaramadı. Neyseki Tolga yakınlardaydı, geldi bizi aldı, sahilde bir parka gittik de biraz rahatladı.  Akşam kendi yemeğini yedikten sonra benim yemek yememe itiraz etmeler başladı, neymiş onunla oynayacakmışım. Babasının yemeği bittiği için o oynamayı teklif etsede kabul görmedi ve yine kıyametler koptu. Sonunda banyoda suyla oynayıp sakinleşti ve pestil gibi yatıp uyudu minnoşum. 
Bugün yine devam ediyor huysuzluk, hava kötü evdeyiz, parkada gidemiyoruz.!

16.03.2013





Geçenlerde ilk yuva görüşmemizi yaptık Ada ile birlikte. Sevgili Yaseminin Urasın severek gittiğinden bahsettiği yuvaya gittik. Aslında bana kalsa 3 yaşından önce hiçbir yere başlatmaya gönlüm razı değil ama günde 2 saat oyun grubu adı altında hem Adanın yaşıtlarıyla olabileceği hem de benim 1-2 saat salim kafayla çalışabileceğim bir ortam gerektiğine ikna oldum ve gittik görüşmeye.
Ben yukarda bilgi alırken Adayı aşağıya bir sınıfa indirdiler, resimleri de o sırada çekmişler.. Bir sürü değişik oyuncak ve çocuk..şaşırmış ama surat beş karış.!

14.03.2013



 Geçen Cumartesi Ada ile Esra ve Hümayı görmeye gittik.Artık birlikte çok güzel oynamaya başladılar. Önce evde özlem giderdiler sonradan parka indik. Kurtlarını iyice döktüler. Sonra biz eşyalarımızı alıp giderken Hüma arkamızdan ağladı, Ada da arabaya binince "Hümaya yine gelelim anne" dedi:) Sonrada yolda uyuya kaldı minnoşum. Çok güzel bir gündü.
Bu hafta havalar biraz ısındı, park sezonunu açtık bizde. En çok kaydırağı seviyor, hiç bıkmadan sürekli tırmanıp kayıyor. Artık merdivenleri çıkamaz duruma gelince parktan ayrılmaya ikna oluyor.!
Bu aralar; bu aralar kelimelerin sonuna -cik/-cuk eklerini takıyor. Nurtencik, İpoşcuk...
baba=baboşcuk
ekmek=emek
ayakkabı=ayabak
Herşeyi söylüyor, ama hızlı konuştuğu zaman tercuman gerekiyor:))


7.03.2013

Dün akşam Selma vardı. Hep birlikte yemek yerken Selmoşuna şımaran minik prenses en sonunda salata dolu tabağını yere tepetaklak düşürdü. Sonrada toplamaya çalışırken "özür dilerim anne." diye bir ses geldi. Kulaklarıma inanamadım...Gün içinde gerektiği yerlerde ona "özür dilerim adacım, teşekkür ederim adacım" gibi kalıpları kullanıyordum, ilk defa ondan duyunca çok hoşuma gitti. 
Böyle durumlar benim için  emeklerin boşa gitmediğinin işareti olarak çok motive edici olabiliyor.!