29.11.2011

Haftasonları alışverişmerkezine gitmeyi hiç sevmesek de, cumartesi hem orada kurulan standımızı görmek hem de Adaya palto bakmak için paladium a gittik. Sabah erkenci olduğumuz için kalabalık değildi, rahat rahat Adaya palto baktık ve kırmızı bir tane seçtik:) çok yakıştı bebişime:)) Pazar Sütişte Gülhan abla ile menemenli kahvaltı ve üstüne bizim rutin, organik pazar yaptık. Artık gittiğimiz yerlerde Ada ile çok fazla zorlanmıyoruz, etrafıyla oyalanabiliyor. Garsonlarla ve diğer müşterilerle ilişki kurabiliyor, bu aralar hiç çekingenliği yok. Etrafına gülümseyerek bakıyor, bu da benim çok hoşuma gidiyor tabi.!
Müzik duyduğu zaman eliyle tempo tutmaya ve keyfi daha da yerindeyse tempolu zıplamaya başladı. İki günüdür de elini çevirmeyi öğrendi, sürekli yapıyor:)) çok şeker. Kendisini oyuna iyice kaptırdığı zaman tutunmadan orta yerde ayağa kalkma denemeleri yapıyor. Tutunarak yürümesi için olan tekerlekli oyuncaklardan alsak mı diye çok düşündük Tolgayla ama hızlı giderse yüzükoyun düşecek diye alamıyoruz. Bu oyuncakların stoperi yok çünki. Bilmiyorum belki de alsak daha çabuk yürürdü.?

23.11.2011



Huysuzluğu cuma gecesi de devam edince cumartesi dr.kontrolüne gittik, ateşi olmasa da burnu akıyordu. Bir burun damlası ve öksürük şurubu ile döndük. İlk defa bu sabah güzel kahvaltı yaptı, burnu hala tıkalı gibi ama keyfi yerine gelmeye başladı.
Dün Yasemin ve Uras geldiler, bana çok büyümüş gibi gelse de Urasın yanında yerden bitme mantar gibi kaldı Ada:)) Güzel bir öğleden sonra geçirdik birlikte.

18.11.2011


Evvelki gün yine İkea daydık, tabi yine Ada için:) Bu sefer minik prensese yorgan ve nevresim takımı aldık. Birde sivri köşeler için aparatlar ve dolap kapaklarını açan afacanları korumak için kilit aldık.
Ada çok hareketlendi artık, hiç yerinde durmuyor. Oturmuş oyuncaklarıyla oynarken bile oturduğu yerde zıplıyor. Oyuncaklardan sıkıldığı an en büyük merakı pirizler, kablolar, salondaki büfenin kapakları (ve yavaş yavaş içine de ilgi duymaya başlıyor) ve dergilerin durduğu sehpa. Kendi dergilerimi kenara çekip ona da birkaç dergi ve kitap verdim, artık kendi dergileriyle oynuyor:))) Umarım bu kitap ve dergi merakı devam eder ve okumayı sever ileride...
Dün de sabah uykusundan sonra teyzeme gittik. Teyzemle çok iyi anlaşıyorlar, ve hatta teyzemle konuşuyor resmen. O ne derse tekrar etmeye çalışıyor, tekrar edemezse de kahkahayla gülüyor her yaptığı harekete:))) çok net şekilde "vay vay vay" diyor, ama sadece teyzeme, ben söyleyince bişeyler söylüyor ama net değil.
Dün gece hiç huzurlu uyumadı, çok mıkırdandı habire uykusu bölündü. Ateşi falan yok ama, ne derdi var bilemiyorum. Belki dişlerdendir, zaten ne zaman huysuzluk yapsa dişlerdendir deyip geçiyoruz bu ara:)))

15.11.2011

10,5 aylık.!

Bugün Dr. kontrolümüz vardı, Ada'nın boyu 77cm - kilosu 9,815gr. Yemek menümüze aynen devam ediyoruz. Artık gece sütlerinden vazgeçmemiz gerekiyor, dr'umuz bunu geçen ay da söylemişti. Artık uygulamak lazım, Adayı sıkıntıya sokmadan yavaş yavaş alıştırarak, sütü birkaç gün azaltarak başlamayı düşünüyorum.
Bugünlerde en büyük problemimiz alt ve üst değiştirmek. Kesinlikle sırt üstü yatmak istemiyor bizim minik prenses. Dönüyor-bağrıyor-ağlıyor, ama havalarda onu öyle çıplak yerlere salacak gibi değil, çok soğuk. Boğuşup duduyoruz yani günde bir çok defa... Dr.Murat Bey bu kontrolde "artık anlamsız itirazlar başlar.." dediğinde aklıma ilk bu geldi.! bakalım daha neler göreceğiz:))

Fotoğraf Sevil teyzelerin kanepesinden, montaj sabahı baba-kız uyuyakalmış.

10.11.2011

10 Aylık.!






Günler çok hızlı geçiyor ve minik prenses çok hızlı büyüyor. Bu aralar biraz işe güce daldık, önce çizimler sonra onay ve üretim, derken izmir-çeşmede standın kurumunu yaptık. Tabi Ada ile birlikte. Yola çok korkarak çıktım , acaba adayı götürmekle hata mı yapıyoruz, çocuk yollarda ve oralarda sefil olur mu diye. Ama hiç korktuğum gibi olmadı, Sevil Teyzelerde kaldık, çok iyi anlaştık. Ada ya ve bize çok iyi baktı Sevil Teyze ve Mehmet Enişte. Ada Mehmet enişteyle kovalamaca oynamayı öğrendi , şimdi en sevdiği oyun bu. Kendisi emekleyerek kaçarken, birinin onu yine emekleyerek kovalamasına bayılıyor.
İzmirin içine ilk gidişim, çok sevdim, çok güzel bir şehir. Beş gün kadar kaldık, sonra ben Adayla birlikte uçakla döndüm. Tolga standı toplayıp arkadan geldi. Hem arabada yer yoktu, hem de işin saat kaçta biteceği belli değildi.
Bu arada Ada çok hızlı gelişiyor. Çok iyi iletişim kuruyor. Müzik sesine tempo tutuyor. Süte "ebbüe" diyor. Evet ilk anlaşılır şekilde isim taktığı şey süt oldu:))
Susadığı zamanda mutfaktaki su bidonunun yanına gidip eliyle vuruyor, ya da ağzını şaplatıyor:)))