
Uzun zamandır Adaya ayakkabı bakıyordum. İlk denememizi kar tulumunu çıkardığımızda ayakları üşümesin diye aldığım botla yaptık. En küçüğünü almıştım ama yinede ayak boyu büyüktü uyuduğu için deneyememiştim ama büyük ya olur diye düşünmüştüm. eve geldik denedik girmiyor bizim tombul ayaklının ayağı bota, iade etmiştim onları. Sonrada çocuğun ayağını ne diye şimdiden dar ayakkabıya sokayım patik çorap idare ederiz diye geldik bu günlere...Geçenlerde yine ayakkabı gazına gelmiş olacağım ben ki, mothercare e uğramışken çok şirin pembe sandaletler vardı. Benim minik prenses de uyanıktı bu sefer denedik:) ayımıza uygun olan 6-9 aylık sandaletler faraş gibi, 3-6 aylıklar da öyle, 0-3 aylıklarda da yine aynı problem var, boyu tam ama tombul ayak girmiyor :))) alamadık gene ayakkabısız kaldık..Ananesi bir ara balerin çoraplardan bahsetmişti o geldi aklıma, aradık bulduk, gerçekten çok şirinmiş, tombul ayaklara çok yakıştı. Hem rahat hem yumuşak, hem de bir ayakkabı yerine 6 farklı renkte her kıyafetine uygun. Basmaya başlayana kadar, heralde sonbaharı bulur o da, havalarda soğurken alırız artık ilk ayakkabımızı, şimdilik öyle görünüyor:)
Haftasonu yine çok kısa geldi bana, güzel ve çabuk geçti...Cumartesi Adanın mamasını aradık gene yarım gün sürdü trafikte oradan oraya bakmak. Bizim kullandığımız mama heryerde satılmıyor ve çok az geliyor. 4 paket bulabildik, kontrol gününe de daha çok var.. Bu ay ek gıdalara başlıcaz heralde, Ada artık yediklerimize merakla bakıyor. yeni tatlara tepkisini çok merak ediyorum, bakalım neleri sevecek bebeğim :)
Minik prensesim artık 5 aylık ve emekleme çalışmalarına başladı bile:) resimde görüldüğü gibi başını yere yaslayıp poposunu kaldırabiliyor :-)P hatta azda olsa kendini öne doğru ittirebiliyor. Tabi bu işi ellerinin üzerinde yapması lazım ama kolları o kadar kuvvetlenmedi henüz bebeğimin.Haftasonu Adapazarındaydık, ilk defa ev dışında bir yerde geceyi geçirdik. Ada hiç problem çıkarmadı, çok keyifliydi. Tolgayla bana da çok iyi geldi çok uzun zamandır şehir dışına çıkmamıştık. Şehirdışına çıkınca herşey geride kalıyor sanki, uzaklaşıyor başka bi dünyaya gidiyorum ..daha sık çıkmaklazım.!Yengemler de çok sevindi bizi görünce, Ada Haticeyle çok iyi anlaştı. Bol bol sohbet ettik, kiraz erik topladık. Esas emek veren sebzeleri meyveleri yetiştirenlerin haklarının nasıl gasp edildiğini diğeryandan biz şehirdekilere nasıl kazık atıldığını bir kez daha görmüş olduk. İstanbulda 10-12 liraya satılan kirazları 3,5 liradan alıyorlar köylüden. Masrafı eden - çalışan - didinen köylü en az kazanıyor bu düzende ama kimsenin düzeni değiştirmeye niyeti yok....
Haftasonu hava bayağı kötüydü, ama biz o kadarda kötü olabileceğini evdeyken anlamamış olmalıyız ki beykoz korusuna gittik cumartesi. Neyseki biz oradayken arada çiselese de yağmur yağmadı, korunun içinde patikalarda yürüyüş yaptık. Ada temiz orman havası almış oldu. Egzossuz temiz hava alabildiği zaman seviniyorum, şu haline bakın büyük şehir insanlarının.!Pazar da caddebostan sahile gittik, ama markete de uğrayacağımız için bu sefer evden yürümedik. İyikide öyle yapmışız, 18 marta kadar yürüdük İnanılmazlarla buluştuk. Çimlerin üzerinde oturmak iyi geldi. Kapalı yere gidemediğimizi için bu aralar hep yürüyüşle geçiyor günler.